Dostumun Karısı
Arkadaşının Karısını Otobüste Orgazm Eden Cenk
Bir gün yine erken kalkmış, her sabah olduğu gibi tıraş oluyor, işe gitmek için hazırlık yapıyordum.
Takım elbisemi giydim, kahvaltımı yaptım ve yola çıktım.
Minibüs beklemeye başladım. Benden başka da bekleyen yoktu. İki minibüs geçti ama ağzına kadar dolu olduklarından hiçbiri durmadı. İşe geç kalmamak için, taksiye bineyim diye düşünürken yanıma Bahar’ın geldiğini gördüm. Bahar çok yakın bir arkadaşımın karısıydı. Benden de yaşca büyüktü. Sabah güzelliği yüzüne vurmuş , alımlı cazibesine
cazibe katıyordu. Hafif esen sabah meltemi saçlarını okşuyor ve onun kokusunu bana getiriyordu. 1.80 boyu ince beli, kalın bacakları, biçimli kalçası… Giydiği daracık pantolonla beraber olağanüstü kışkırtıcı bir görüntü oluşturuyor, beyaz gömleğinin altında uçları, az da olsa belli olan göğüsleri ise cinsellik içgüdülerimi resmen kabartıyordu.
“Aşık olmadığım bir kadına dokunamam” düşüncesine sahip olan ben, senelerdir aşkı bulamamanın ve bunun sonucu olarak bir kadına dokunamamanın verdiği doğal cinsel açlıkla, belli etmeden Bahar’a bakıyor ve ona dokunmamak için kendimi zor tutuyordum.
Kardeşiyle çok yakın arkadaş olduğumuzdan beni çok iyi tanıyor, önüme gelen bir çok fırsatı teptiğimi, sırf yatmak uğruna kızlara yalanlar söylemeyecek biri olduğumu biliyordu. Ve büyük saygı duyuyordu buna.
Benim gibi erkeklerin az bulunduğunu , şimdikilerin bir kızı yatağa atmak için yapmayacakları şey olmadığını söylemişti bir keresinde. Bir minibüs daha durmadan geçti… Bahar’a bu şekilde binmemizin imkansız olduğunu söyledim ve durağa doğru yürümeye başladık. Böylece binmemiz mümkün olabilirdi.
Yol boyunca havadan sudan konuşuyor, geyik yapıp gülüyorduk. Biraz sonra bana kızlardan duymaya alışık olduğum bir şey söyledi ; “takım elbisenin bana çok yakıştığını”… Ben de ona “sana her şey yakışıyor” demek isterdim ama arkadaşımın karısıydı. Küçük de olsa bir iltifat etmek yanlışmış gibi geliyordu.
Devam Ediyor…
O esnada minibüs geldi, yine doluydu ağzına kadar ama şöför iki kişi daha alabileceğini düşünmüş olacak ki, durdu. Binmeye çalıştık olmuyordu. Kaptan yolcuları uyardı; “beyler biraz daha sıkışalım, işe gidiyor millet”!!! Ardından zor da olsa binmiştik. Artık kapının açılması imkansızdı. Bu sıkışıklıkta Baharla yüzlerimiz birbirimize dönük vaziyette kalakalmıştık. O kadar ki çantamdan cüzdanımı bile alamıyordum.
Bunu gören Bahar “dur ben vereyim, cebimde bozuk para olacak” dedi. Elini aşağı indirirken ister istemez bana da değiyordu. Göğüslerimden göbeğime, oradan da daha önce hiçbir kızın elinin gezinmediği yerlerime. Parayı çıkarmak için büyük bir gayret gösteriyor, bunu yaparken de elinin tersi benimkine temas ediyordu.
Yılların verdiği cinsel açlık ve toplu taşıma araçlarındaki isterik kadınlarla sınırlanmış cinsel yaşantım, benimkinin saniyeler içerisinde kazık gibi olmasına yol açtı. Parayı cebinden çıkarmak için elini aşağı yukarı oynattıkça başımdan kaynar sular boşalıyordu. Nihayet çıkarmıştı. Birden utandım, ya hissettiyse…?
Parayı uzatmak için elini yukarı kaldırıp ileri doğru küçük bir hareket yapınca , sol göğsünün dudaklarıma bir santim mesafede olduğunu gördüm. İnanılmaz bir heyecandı. Senelerdir dokunmadığım kadın göğsü şeffaf beyaz bir gömleğin altında gizlenmiş ve bir nefes ötedeydi…
Ben merdivenin basamaklarında kaldığımdan kımıldayamıyordum. Kaptanın ani freni, Bahar’ın göğüslerini suratıma değdirmiş ve iki-üç saniye o şekilde kalmalarını sağlamıştı. İnanılır gibi değildi, zevkten ölecektim.
Bahar ; “Cenk sıkıştırdım seni de” dedi. Kafamla “olsun” der gibi belli belirsiz bir işaret yaptım. Minibüs ışıklarda beklerken yaşlı bir teyze minibüsün camına elindeki şemsiyeyle vurdu. Şöförün yüreği dayanmazdı teyzeyi yağan yağmurun altında yolda bırakmaya. Açtı kapıyı… Ben imkansızı başararak bir adım yukarı çıktım basamaktan , teyze o boşluğa geçti…
Kaptan kapıyı kapatınca kafamı çevirdim. Olamazdı! Baharla dudaklarımız birbirine değdi değecek… Boylarımız da orantılı olduğundan nefesini hissedebiliyordum.
O kadar heyecanlandım ki
Benimki yine sonuna kadar kalktı. Başının bir yere değdiğini hissettim. Kafamı aşağı eğip baktığımda neredeyse boşalacaktım. Bahar’ın gömleği sıkışıklıktan yukarıya doğru açılmış, açıkta kalan göbeğinin 10 cm altındaki kızlığı benimkinin başına temas ediyordu. Kumaş pantolon onu benden gizlemiyor adeta bana sunuyordu.
Hissediyordum sıcaklığını. Daha önce bir kıza hiç bu kadar yakın olmamıştım. Bir yandan yukardan açıkça görebildiğim göğüsleri göğsüme değiyor, bir yandan dudaklarının sıcaklığı vücudumu titretiyordu. O kadar tahrik etmişti ki beni kızlığı… Kızlığının dudaklarına resmen değiyordu benimki. Utanıyordum da . Ama yapacak bir şey yoktu o sıkışıklıkta.
Artık konuşamıyordum. Sorduğu sorulara kısa cevaplar veriyor, anlattıklarını ise kafa hareketleriyle onaylıyordum. Minibüsün sarsıntısı benimkini kızlığına adeta sokup çıkarıyor, beni daha önce hiç yaşamadığım zevklerin doruğuna çıkarıyordu.
Birden “Cenk senin hala kız arkadaşın yok mu?” diye sordu…
“Yok” dedim. O da gülerek “inan hiç belli olmuyor” dedi. Resmen anlamıştı ona dayadığımı. Utancımdan yerin dibine girdim. Sadece önüme bakıyordum. O ise hala hafif hafif gülümsüyordu. Arkadaşımın karısının önünde ne duruma düşmüştüm, inanamıyordum.
O esnada imdadıma inmek isteyen üç-beş adam yetişmişti. Kaptan durdu. Adamlar indi. Yalnız yerlerine altı-yedi kişi daha bindi. Minibüsün ortalarına doğru ilerlemiştik.
O ön çaprazımda sırtı bana dönük duruyordu. Ben de göğsünün hizasındaki demire tutunarak ayakta durabiliyordum. Şoförün ani bir freni göğsünü elime yapıştırmıştı. Nasıl bir şeydi o öyle? Dolgun ve biçimli göğsü elimdeydi. O anda bir şey dikkatimi çekti göğsünü çekmiyordu. Kasti mi yapıyordu acaba..? “Yok daha neler” dedim kendi kendime…
Benimki yine pantolonumu zorlamaya başladı. Hafif çaprazında olduğumdan başı bazen hafif bir şekilde kalçasının bir yanına dokunuyordu. Bu bile aklımın başımdan gitmesine yeterli sebepti.
Sol elimin altında kaldığı göğsünün ucunu parmaklarımın ucunda hissedebiliyordum. Artık “ne olursa olsun” dedim ve göğsünün ucuna kimseye belli etmeden dokunmaya başladım. Yerimde duramayacak gibi oluyordum ucuna dokundukça. Bu böyle bir-iki dakika devam etti ve beni iyice çılgına çevirecek bir şey fark ettim.
Göğüs ucu büyümüş , göğsü ise sertleşmişti! Uyarılmıştı! Onun da bundan zevk alıyor olması düşüncesi bile neredeyse boşalmama neden olacaktı. Az daha boşalıyordum. Artık arkadaşmış , karısıymış falan kalmadı… Tam arkasına geçtim yavaşça. Bir göğsü elimdeydi ve artık pantolondan fırlayacakmış gibi duran kalçaları önümdeydi.
Yavaşça değdirdim. Tepki vermedi. Sonra bir daha… Yine tepki yok! Öyle bir değiyordu ki her seferinde tam ortasına yerleşiyor sonra yavaşça sürterek geri geliyordu benimki. Boşalmanın eşiğinde, gözlerim yarı kapalı arkasındayken, o birden öne doğru eğilip sıkışmış trafiğe baktı. Önümde domalmıştı..
Hafif yukarı çıkan kalçası benimkini sarmalamış içine almak ister gibiydi… kızlığının başladığı yere değiyor, arada da nasıl değdirdiğime bakıyordum. Son bir kez eğildi ve kendini geri verdi… Zevkten sol göğsünün ucunu sıkmış olacağım ki, acıyla zevk karışımı kısık sesli ııhh diye bir ses çıkardı… “ııhh…”
Sanırım artık farketmiş ve o da bu duruma daha fazla dayanamamış, kendini bırakmıştı anlaşılan. Artık kalçasını yukarı aşağı hareket ettiriyor , beni iyice delirtiyordu…
Onun zevk aldığından emin olmuştum artık.
Islandı mı acaba diye büyük bir cesaretle kızlığına dokundum pantolonun üzerinden… Öyle bir kasıldı ki ! Bir kadının bu kadar çabuk uyarılacağını tahmin etmemiştim… Bir daha dokunduğumda şaşkınlığım ve azgınlığın bir kat daha arttı. Islanmıştı… Parmağımı yavaşça sımsıcak amının üzerinde gezdiriyordum ve titriyordu adeta.
Boşalmama ramak kalmıştı ama tutuyordum kendimi. Bu ise aldığım zevki ona katlıyordu. Parmağımı hızlandırınca kafasını hafif geri veriyor boynu dudaklarıma değiyordu. Ben de insanların dikkatini çekmeyecek şekilde nefes veriyordum boynuna , dudağımı , yeni tıraş ettiğim sakallarımı sürüyordum.. Önümde kıvranmaya başladı… Ben de artık kendimi tutamayacak duruma geldim. Elimi iyice hızlandırdım , titremeye ve kasılmaya başladı…
Ve birden öyle bir kasıldı ki.! Geliyordu , boşalıyordu kasıla kasıla… Ben de elimi çekip benimkini tekrar değdirmeye başladım. Artık tek vücut olmuştuk. O benimkini hissedince tamamen erimişti ve sırtını bana çarpa çarpa boşalıyordu. Önümde orgazm olan Bahar’a iyice dayadım.
Benimki ateş gibi olmuş kızlığında bir-iki saniye daha dolaşınca, sarsıla sarsıla boşalmaya başladım. Hayatımın orgazmını yaşıyor ve ilk defa bir kadının boşalmasını sağlıyordum.
Tüm bu düşünceler beni daha da kudurtuyordu. Boşaldığımı anlayacak ki döndü ve gözlerimin içine baktı.
Ne kadar tahrik olduğu gözlerinden okunuyordu. O şekilde vücut vücuda, göz göze büyük bir şehvetle boşaldık…
Hayatımın en büyük zevkiydi. Minibüsten indik. Hiç konuşmadık.
Ayrılırken hiçbir şey olmamış gibi davrandık. Arkadaşımı ve dolayısı ile Bahar’ı sık sık ziyaret etmem gerektiğini hissettiğim bir kısa yolculuğun bana nice güzel uzun yolculuklara neden olacağını nereden bilebilirdim ki! 😉 …..